canlı canlı

"canlı canlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	canlı canlı	alive s.
I do not like seeing animals get eaten alive. Hayvanların canlı canlı yendiğini görmekten hoşlanmıyorum. More Sentences

"canlı canlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	canlı	living creature i.
I am saying this not just as an animal lover but out of respect for living creatures. Bunu sadece bir hayvansever olarak değil, canlılara duyduğum saygıdan dolayı söylüyorum. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	canlı	living being i.
In nature, living beings are in a perpetual state of war. Doğada, canlılar sürekli bir savaş halindedir. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	canlı	living s.
Trafficking in human beings is organised in order to remove organs from living donors. İnsan ticareti, canlı donörlerden organ almak için organize edilmektedir. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	canlı	alive s.
One major question is that of how we care for rural areas and keep them alive. Kırsal alanlara nasıl bakacağımız ve onları nasıl canlı tutacağımız önemli bir sorudur. More Sentences
5	Yaygın Kullanım	canlı	lively s.
It has been a very lively debate, characterised by emotion and level-headedness, and touching on various points. Duyguların ve sağduyunun hakim olduğu ve çeşitli noktalara değinen çok canlı bir tartışma oldu. More Sentences
6	Yaygın Kullanım	canlı	vivid s.
That is a very vivid phrase which the Commission finds very apt. Bu Komisyon'un çok yerinde bulduğu çok canlı bir ifade. More Sentences
General
7	Genel	canlı varlık	living being i.
The embryo, as it divides into two, then four, eight and sixteen and more cells, is the process of the living being. Embriyonun önce iki, sonra dört, sekiz ve on altı ve daha fazla hücreye bölünmesi, canlı varlığın sürecidir. More Sentences
8	Genel	canlı varlık	living creature i.
The responsibility for animals as living creatures falls exclusively on humans. Canlı varlıklar olarak hayvanların sorumluluğu sadece insanlara düşmektedir. More Sentences
9	Genel	canlı hayvan	livestock i.
At present, then, only about one-half in export refund is paid for livestock in comparison with meat. Halihazırda ete kıyasla canlı hayvan için ihracat iadesinin sadece yaklaşık yarısı ödenmektedir. More Sentences
10	Genel	tarak (istiridye benzeri canlı)	scallop i.
Tom was taken to the emergency room after eating bad scallops. Tom bozulmuş deniz tarağı yedikten sonra acil servise kaldırıldı. More Sentences
11	Genel	hayvan koleksiyonu (canlı)	menagerie i.
The zoo had a large menagerie of animals from all over the world. Hayvanat bahçesinde dünyanın dört bir yanından gelen büyük bir hayvan koleksiyonu vardı. More Sentences
12	Genel	canlı	life i.
As a result of pollution, the lake is without any form of life. Kirliliğin bir sonucu olarak gölde hiçbir canlı yaşamıyor. More Sentences
13	Genel	canlı doğum	live birth i.
Infant mortality stood at 42 deaths per 1000 live births. Çocuk ölüm oranı, her 1000 canlı doğumda 42 idi. More Sentences
14	Genel	canlı yem	live bait i.
He put live bait on a hook. Kancaya canlı yem taktı. More Sentences
15	Genel	canlı türü	species i.
Accordingly, every living species has a first ancestor, which was created without any means, that is, without any reason. Buna göre her canlı türünün hiçbir sebep olmadan, yani sebepsiz olarak yaratılmış bir ilk atası vardır. More Sentences
16	Genel	canlı	living thing i.
So, now I want to show what very well might be the oldest living thing on the planet. Şimdi gezegendeki en yaşlı canlının ne olabileceğini göstermek istiyorum. More Sentences
17	Genel	canlı organizma	living organism i.
Human genes or living organisms or elements thereof must not be subject to patent law. İnsan genleri veya canlı organizmalar veya bunların unsurları patent yasasına tabi olmamalıdır. More Sentences
18	Genel	canlı doku	living tissue i.
These particles emit alpha-radioactivity, which is particularly aggressive towards living tissue. Bu parçacıklar özellikle canlı dokulara karşı saldırgan olan alfa radyoaktivitesi yayar. More Sentences
19	Genel	canlı örnek	personification i.
He is the personification of selfishness. O bencilliğin canlı örneği. More Sentences
20	Genel	canlı yayın	a live broadcast i.
A drunk TV presenter vomited during a live broadcast. Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti. More Sentences
21	Genel	canlı müzik	live music i.
What's your favorite place to go hear live music? Canlı müzik dinlemeye gitmek için senin en sevdiğin yer nedir? More Sentences
22	Genel	canlı renkler	vibrant colors i.
Not just pink, feel free to experiment with vibrant colors like these. Sadece pembe değil, bunun gibi canlı renkleri denemekten çekinmeyin. More Sentences
23	Genel	canlı yayınlanmak	be broadcasted live f.
The concert was broadcast live. Konser canlı yayınlandı. More Sentences
24	Genel	canlı canlı yenmek	be eaten alive f.
I heard that a paralyzed man was eaten alive by maggots. Felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yendiğini duydum. More Sentences
25	Genel	canlı canlı gömülmek	be buried alive f.
She was buried alive. Canlı canlı gömüldü. More Sentences
26	Genel	internetten canlı yayınlamak	webcast f.
The conference was webcasted live for remote participants to join. Konferans, uzaktan katılımcıların katılabilmesi için internet üzerinden canlı yayınlanıyordu. More Sentences
27	Genel	daha canlı	livelier s.
That too will result in people's being presented with a livelier Parliament. Bu da insanlara daha canlı bir Parlamento sunulmasıyla sonuçlanacaktır. More Sentences
28	Genel	canlı	vibrant s.
President Mugabe has presided over the destruction of a once vibrant country. Başkan Mugabe bir zamanlar canlı olan ülkenin yıkımına başkanlık etmiştir. More Sentences
29	Genel	canlı	alive s.
They had permission from the Commission to vaccinate and keep the animals alive. Hayvanları aşılamak ve canlı tutmak için Komisyon'dan izin almışlardı. More Sentences
30	Genel	canlı gibi	lifelike s.
The doll was surprisingly lifelike. Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi. More Sentences
31	Genel	canlı	vital s.
The street was filled with vital music and people dancing. Sokak canlı bir müzikle ve dans eden insanlarla doluydu. More Sentences
32	Genel	canlı	live s.
Live animals should only have to endure very short spells of transport. Canlı hayvanlar sadece çok kısa süreli nakillere katlanmak zorunda kalmalıdır. More Sentences
33	Genel	canlı	lively s.
The debate in Bucharest will therefore be a very lively one. Bu nedenle Bükreş'teki tartışma çok canlı geçecektir. More Sentences
34	Genel	canlı	living s.
In this respect, the earth is seen as a living organism. Bu bakımdan yeryüzü canlı bir organizma olarak görülür. More Sentences
35	Genel	canlı	vivid s.
The closure of the Renault Vilvorde plant is still a vivid memory. Renault Vilvorde fabrikasının kapatılması hala canlı bir hatıra. More Sentences
36	Genel	canlı	open s.
Mondays are open mike nights. Pazartesiler canlı gösteri geceleridir. More Sentences
37	Genel	kanlı canlı	flesh and blood s.
If it had been a flesh and blood one, you would have been sorry to see it disappear. Eğer kanlı canlı biri olsaydı, yok olduğunu gördüğünüze üzülürdünüz. More Sentences
Common Usage
38	Yaygın Kullanım	canlı bomba	suicide bomb i.
39	Yaygın Kullanım	canlı bomba	suicide bomber i.
40	Yaygın Kullanım	canlı	vivacious s.
General
41	Genel	canlı sözlük	walking dictionary i.
42	Genel	canlı balık tutan tekne	smack i.
43	Genel	tek hücreli canlı familyası	protist family i.
44	Genel	melez canlı	crossbreed i.
45	Genel	canlı yük	movable load i.
46	Genel	canlı gibi görünen	lifelikeness i.
47	Genel	canlı resim	animated film i.
48	Genel	canlı olma özelliği	animacy i.
49	Genel	canlı ve dinç kimse	hearty i.
50	Genel	canlı dans	jig i.
51	Genel	tek hücreli canlı	protist i.
52	Genel	canlı stüdyo programı	live studio program i.
53	Genel	canlı bomba	human bomb i.
54	Genel	canlı ve uyumlu materyaller	biocompatible materials i.
55	Genel	arkadaş canlı olma	amiableness i.
56	Genel	soyu tükenmekte olan canlı	relict i.
57	Genel	canlı hücreler	living cells i.
58	Genel	bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm	race i.
59	Genel	canlı cenaze	skinny i.
60	Genel	canlı kütle	biomass i.
61	Genel	canlı tablo	living picture i.
62	Genel	canlı hayvan koleksiyonu	menagerie i.
63	Genel	canlı yük	live load i.
64	Genel	tek hücreli canlı	protistan i.
65	Genel	tarak (istiridye benzeri canlı)	scollop i.
66	Genel	canlı program	live programme i.
67	Genel	tek hücreli canlı cinsi	protist genus i.
68	Genel	canlı şekilde dans etme	jigging i.
69	Genel	hem karada hem de denizde yaşayan canlı	amphibian i.
70	Genel	canlı model	live model i.
71	Genel	canlı varlık	organism i.
72	Genel	seyyar canlı hayvanlar sergisi	menagerie i.
73	Genel	cansızdan canlı oluşumu	abiogenesis i.
74	Genel	canlı yumurtası	ovum i.
75	Genel	canlı olma	livingness i.
76	Genel	canlı çalınan bölüm	scherzo i.
77	Genel	meyve ile beslenen canlı	fruitarian i.
78	Genel	canlı pembe	hot pink i.
79	Genel	canlı ve dinamik kimse	devil i.
80	Genel	uçan canlı	flier i.
81	Genel	canlı	drama i.
82	Genel	ortama uyum sağlamış canlı	denizen i.
83	Genel	özgün canlı	original i.
84	Genel	bir yıl içinde bin kişiye düşen canlı doğum sayısı	natality i.
85	Genel	tarak (istridye benzeri canlı) toplama eylemi	scalloping i.
86	Genel	tarak (istridye benzeri canlı) toplayan kimse	scalloper i.
87	Genel	canlı televizyon programları	live television programs i.
88	Genel	dünya dışı canlı	extra terrestrial i.
89	Genel	canlı bilimi	life science i.
90	Genel	canlı yem	fresh bait i.
91	Genel	canlı renkler	vibrant colours i.
92	Genel	(canlı) hayvan koleksiyonu	menagerie i.
93	Genel	canlı hayat	lively life i.
94	Genel	canlı yorum	running commentary i.
95	Genel	canlı yer süzgeci	bell trap i.
96	Genel	etçil canlı	carnivore i.
97	Genel	canlı al	carmine i.
98	Genel	canlı anı	ember i.
99	Genel	canlı yaratıklar	living creatures i.
100	Genel	canlı	thing i.
101	Genel	düşünen canlı	reasonable creature i.
102	Genel	canlı yayın akışı	a live broadcast streaming i.
103	Genel	canlı	the live i.
104	Genel	canlı yayın akışı	a live broadcast stream i.
105	Genel	canlı bitkiler	the live plants i.
106	Genel	canlı dondurma bilimi	cryonics i.
107	Genel	canlı yayın konuğu	on-air guest i.
108	Genel	canlı destek	live support i.
109	Genel	canlı salyangoz	live snail i.
110	Genel	canlı yayın arabası	outside broadcast truck i.
111	Genel	canlı yayında küfür etme	cursing on air i.
112	Genel	canlı yayın röportajı	on-air interview i.
113	Genel	renkli/canlı/hareketli gece hayatı	vibrant nightlife i.
114	Genel	türdeş canlı	congener i.
115	Genel	canlı kanıt	living proof i.
116	Genel	canlı hedef	human target i.
117	Genel	canlı gösteri	live show i.
118	Genel	canlı hücre	living cell i.
119	Genel	birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi	mass extinction i.
120	Genel	birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi	biotic crisis i.
121	Genel	birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi	extinction event i.
122	Genel	birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi	extinction-level event (ele) i.
123	Genel	canlı eğlence	live entertainment i.
124	Genel	canlı sohbet	live chat i.
125	Genel	canlı şehir	vivid city i.
126	Genel	canlı bomba yeleği	suicide vest i.
127	Genel	buruşuk-boynuzlu hırgür (hayali canlı)	crumple-horned snorkack i.
128	Genel	canlı müzik gösterisi	live music show i.
129	Genel	canlı oturum	live session i.
130	Genel	canlı performans	live session i.
131	Genel	canlı olma	animateness i.
132	Genel	canlı olma	animation i.
133	Genel	hızlı ve canlı dans edilen gece kulübü	à gogo i.
134	Genel	hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama	taxidermy i.
135	Genel	hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama	taxidermy i.
136	Genel	hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama	taxidermy i.
137	Genel	canlı tablo	tableau vivant i.
138	Genel	canlı	cant [dialect] i.
139	Genel	dünyada yaşayan canlı	terrestrial i.
140	Genel	canlı ve enerji dolu olma hali	pizzazz i.
141	Genel	insan denen canlı	the human animal i.
142	Genel	cansız maddeden canlı organizma oluşumu	archebiosis i.
143	Genel	düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı	automaton i.
144	Genel	canlı ve enerji dolu olma hali	zing i.
145	Genel	canlı ve enerji dolu olma hali	pizzaz i.
146	Genel	canlı örnek	embodiment i.
147	Genel	(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme	zhoosh i.
148	Genel	daha canlı çekici ve şık olma	zhoosh i.
149	Genel	(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme	zhuzh i.
150	Genel	daha canlı çekici ve şık olma	zhuzh i.
151	Genel	canlı şey	zinger i.
152	Genel	canlı (varlık)	life i.
153	Genel	canlı ruh	jiva i.
154	Genel	canlı madde	jiva i.
155	Genel	canlı organizma	machine i.
156	Genel	canlı organizmanın fonksiyonel sistemlerinden biri	machine i.
157	Genel	sarının parlak ve canlı bir tonu	daffodil i.
158	Genel	canlı manyetizmasının etkisi altına giren kimse	magnetizee i.
159	Genel	bir şeyin en faal, üretken, canlı, işlek olan kısmı	mainstream i.
160	Genel	canlı ve hareketli huy	vitality i.
161	Genel	canlı hayvanların yiyecek olarak tutulduğu yer	vivary i.
162	Genel	canlı olma	vividity i.
163	Genel	canlı varlık	vividity i.
164	Genel	canlı canlı gömme	vivisepulture i.
165	Genel	kanatları olan canlı	volatic i.
166	Genel	canlı doğa	bios i.
167	Genel	canlı bir organizmadan dışarı atılmış veya atılan dışkı, idrar gibi madde	matter i.
168	Genel	balık ve diğer su altı hayvanlarını canlı olarak tutmak için su ile doldurulmuş tekne, havuz veya hazne	marine museum i.
169	Genel	canlı sirke	quick vinegar i.
170	Genel	canlı ve gürültülü şenlikler	whoop-de-do i.
171	Genel	canlı ve gürültülü şenlikler	whoop-de-doo i.
172	Genel	canlı müzik yapılan küçük gece kulübü veya restoran	boîte i.
173	Genel	canlı ve açıklayıcı anlatımı olan yazar	word-painter i.
174	Genel	fani canlı	mortal i.
175	Genel	zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri	mind i.
176	Genel	canlı bir amerikan folk dansı	breakdown i.
177	Genel	keşiş yengecine benzeyen canlı	hermit crab i.
178	Genel	canlı parti	hooley [ireland/new zealand] i.
179	Genel	tüylerini döken canlı	molter i.
180	Genel	deri değiştiren canlı	molter i.
181	Genel	canlı bir fransız ve italyan dansı	gailliarde i.
182	Genel	çevik ve canlı kimse	galliard [dated] i.
183	Genel	canlı veya güçlü aktivite	galvanism i.
184	Genel	1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı	lindy i.
185	Genel	1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı	lindy hop i.
186	Genel	su canlılarını canlı tutmak için suya yerleştirilen kutu	live box i.
187	Genel	canlı kuştan koparılan tüyler	live feathers i.
188	Genel	hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak	live trap i.
189	Genel	hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak	livetrap i.
190	Genel	şekli bozuk canlı	lusus naturae i.
191	Genel	şekli bozuk canlı	lusus i.
192	Genel	kanlı canlı erkek çocuğu	buster i.
193	Genel	canlı fikir alışverişi	give and take i.
194	Genel	canlı sohbet	give and take i.
195	Genel	iki ayrı türe ait canlının özelliklerini kendinde toplayan canlı	dimorphic i.
196	Genel	karada yaşayan canlı	groundling i.
197	Genel	mikroskobik oluşumu suda canlı tutmaya yarayan bir cihaz	growing cell i.
198	Genel	yapısal canlı hücre birimi	idioblast i.
199	Genel	dinleyicilerin veya izleyicilerin telefonla canlı yayına katılabildiği bir radyo veya televizyon programı	open-line [canada] i.
200	Genel	(kişi, canlı aşırı güç kullanarak öldürme	overkill i.
201	Genel	canlı al	ruby i.
202	Genel	tez canlı kimse	rusher i.
203	Genel	tez canlı kimse	rustler i.
204	Genel	bir şeyi canlı bir şekilde tasvir eden kimse	imager i.
205	Genel	canlı mikrobun içinde daha sonraki nesillerin yetiştiği yuva	incasement i.
206	Genel	minik boyuttaki canlı	midge i.
207	Genel	bir robotun veya insan olmayan bir aygıtın insana, canlı bir varlığa çok benzer olmasına karşın hissedilen huzursuzluk hissi	uncanny valley i.
208	Genel	düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı	golem i.
209	Genel	evrenin canlı olduğu teorisi	cosmozoism i.
210	Genel	serbestçe çoğalan canlı	increaser i.
211	Genel	ince duvarlı canlı hücrelerden oluşan damarlı bitki dokusu	parenchyme i.
212	Genel	her şeyi tüketen canlı	pantophagist [obsolete] i.
213	Genel	hem etçil hem otçul canlı	pantophagist [obsolete] i.
214	Genel	hepçil canlı	pantophagist [obsolete] i.
215	Genel	cıvıldayan canlı	peeper i.
216	Genel	dünyada yaşayan canlı formları	planet i.
217	Genel	hazırlanmış besi ortamında iki tür canlı madde büyütme süreci	coculture i.
218	Genel	hazırlanmış besi ortamında iki tür canlı madde büyütme süreci	co-culture i.
219	Genel	sıkça karşılaşılan canlı veya nesneleri tespit etmeye yarayan betimlemelerin bulunduğu resimli kitap	field guide i.
220	Genel	kısa süren canlı deneyim	flashing i.
221	Genel	kanlı canlı olma	fleshhood i.
222	Genel	geceleri uçan canlı	fly-by-night i.
223	Genel	festivallerde canlı hayvanları ısırmak gibi vahşet içeren gösteriler yapan kimse	geek i.
224	Genel	yapısı veya işlevi canlı organizmaya benzeyen sistem	organism i.
225	Genel	partenogenez ile oluşmuş canlı	parthenote i.
226	Genel	canlı gösteri	performance i.
227	Genel	fenokopik özellik gösteren canlı	phenocopy i.
228	Genel	değişen fenotipi gen kaynaklı fenotipi ile aynı olan canlı	phenocopy i.
229	Genel	canlı domuz	rooter i.
230	Genel	dikkatli ve canlı olma	sharp-sightedness i.
231	Genel	kumarhanede müşteri gibi görünüp ortamı canlı tutla görevli kimse	shill i.
232	Genel	değersiz canlı	shot [dialect] [uk] i.
233	Genel	değersiz canlı	shott [dialect] [uk] i.
234	Genel	canlı renk şeridi	slash i.
235	Genel	gelişmemiş canlı	slink i.
236	Genel	canlı yayında gerçekleşen uygunsuz olay	livestream fail i.
237	Genel	her işe atlayan tez canlı tip	beaver i.
238	Genel	canlı hücre içeriği	protoplast i.
239	Genel	kırmızının mora çalan canlı bir tonu	spring beauty i.
240	Genel	kısıtlı canlı renk gösterimi	stab i.
241	Genel	karnavalda ortamı canlı tutan kimse	stick i.
242	Genel	doğal habitatı dışında bulunan canlı	stray i.
243	Genel	insanımsı canlı	subhuman i.
244	Genel	yer altında yaşayan canlı	subterranean i.
245	Genel	toprak altında yaşayan canlı	subterrestrial i.
246	Genel	canlı kırmızı renk	cherry i.
247	Genel	canlı bir örneği olmak	personify f.
248	Genel	bir şeyi daha canlı bir hale getirmek	liven something up f.
249	Genel	canlı tutmak	keep alive f.
250	Genel	canlı hale getirmek	make lively f.
251	Genel	ilgiyi canlı tutmak	keep the interest alive f.
252	Genel	ruhunu canlı tutmak	keep the spirit of something alive f.
253	Genel	canlı kurtulmak	escape with one's life f.
254	Genel	canlı canlı ölmek	be buried alive f.
255	Genel	canlı izlemek	watch live f.
256	Genel	kanlı canlı olmak	be full of beans f.
257	Genel	canlı yayınlamak	broadcast live f.
258	Genel	canlı dinlemek	listen live f.
259	Genel	canlı yayın konuğu olmak	appear as an on-air guest f.
260	Genel	canlı yayın konuğu olarak katılmak	appear as an on-air guest f.
261	Genel	bir yerden canlı çıkmak	make it out of somewhere alive f.
262	Genel	canlı canlı gömmek	bury alive f.
263	Genel	birini canlı tutmak	keep someone alive f.
264	Genel	bir olaydan canlı kurtulmak	get out alive f.
265	Genel	canlı çıkmak	get out alive f.
266	Genel	kalplerimizde ateşi canlı tutmak	keep the flame alive in our hearts f.
267	Genel	canlı çıkmak	come out alive f.
268	Genel	canlı yayınlamak	live-stream f.
269	Genel	canlı yayın yapmak	broadcast a live feed f.
270	Genel	balığı henüz canlı iken kesip hazırlamak	calver [old-fashioned] f.
271	Genel	bir şey yapmakta tez canlı davranmak	be faster than a speeding bullet with something f.
272	Genel	canlı, hareketli bir şekilde (eylemi) gerçekleştirmek	rattle f.
273	Genel	canlı tutmak	nourish f.
274	Genel	canlı örneği olmak	embody f.
275	Genel	(canlı türü) sınıflandırmak	key f.
276	Genel	(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirmek	zhoosh f.
277	Genel	(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirmek	zhuzh f.
278	Genel	canlı olmak	live f.
279	Genel	canlı hareket etmek	hurrah f.
280	Genel	canlı blog yazmak	liveblog f.
281	Genel	tez canlı olmak	muggle [obsolete] f.
282	Genel	hızlı ve canlı bir tempoda şarkı söylemek	rock f.
283	Genel	canlı renge boyamak	ingrain [obsolete] f.
284	Genel	canlı olmak	firk f.
285	Genel	canlı, parlak veya neşeli hale getirmek	gay f.
286	Genel	(oyunda) canlı ve gayriresmi bir şekilde rol almak	romp f.
287	Genel	canlı tutmak	subsist [obsolete] f.
288	Genel	canlı	zippy s.
289	Genel	canlı	gingery s.
290	Genel	canlı	humming s.
291	Genel	canlı	colorful s.
292	Genel	canlı	speaking s.
293	Genel	canlı	expressive s.
294	Genel	canlı	organic s.
295	Genel	çok canlı ve neşeli	exuberant s.
296	Genel	canlı	exoterical s.
297	Genel	canlı	dramatic s.
298	Genel	canlı	spry s.
299	Genel	tez canlı	fast s.
300	Genel	canlı	as fresh as a daisy s.
301	Genel	canlı	swinging s.
302	Genel	canlı	springy s.
303	Genel	canlı	gay s.
304	Genel	canlı	merry s.
305	Genel	canlı	spirituel s.
306	Genel	canlı	invigorating s.
307	Genel	canlı (yayın)	live s.
308	Genel	canlı	livelier s.
309	Genel	tez canlı	hustling s.
310	Genel	canlı	rousing s.
311	Genel	canlı	keen s.
312	Genel	canlı	bustling s.
313	Genel	canlı (dişil)	spirituelle s.
314	Genel	canlı	full of life s.
315	Genel	kanlı canlı	sanguine s.
316	Genel	canlı	peppy s.
317	Genel	canlı	smart s.
318	Genel	canlı	glowing s.
319	Genel	diğer bir canlı içinde yaşayan	endobiotic s.
320	Genel	canlı ve neşeli	bright and breezy s.
321	Genel	canlı gibi görünen	lifelike s.
322	Genel	canlı	green s.
323	Genel	canlı	lightsome s.
324	Genel	canlı	brisk s.
325	Genel	canlı	perky s.
326	Genel	canlı	gamesome s.
327	Genel	tez canlı	sharp s.
328	Genel	canlı	graphical s.
329	Genel	canlı	dashing s.
330	Genel	canlı	ginger s.
331	Genel	canlı	mercurial s.
332	Genel	canlı	sporty s.
333	Genel	canlı ve net	graphic s.
334	Genel	tez canlı	restless s.
335	Genel	canlı	bouncy s.
336	Genel	canlı	colourful s.
337	Genel	canlı	dynamic s.
338	Genel	kanlı canlı	ruddy s.
339	Genel	tez canlı	swift s.
340	Genel	tez canlı	impatient s.
341	Genel	canlı	invigorated s.
342	Genel	canlı	animate s.
343	Genel	canlı	crispy s.
344	Genel	canlı	hearty s.
345	Genel	canlı	sprightly s.
346	Genel	daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)	naturalized s.
347	Genel	canlı	dewy s.
348	Genel	kanlı canlı	hale and hearty s.
349	Genel	kanlı canlı	lusty s.
350	Genel	canlı	graphic s.
351	Genel	canlı	beany s.
352	Genel	canlı	fresh s.
353	Genel	canlı ve açık seçik bir şekilde yazan	graphic s.
354	Genel	canlı	zestful s.
355	Genel	canlı	forcible s.
356	Genel	canlı	breezy s.
357	Genel	canlı	mettlesome s.
358	Genel	dokuz canlı	very strong s.
359	Genel	canlı	snappy s.
360	Genel	canlı	airy s.
361	Genel	canlı	active s.
362	Genel	canlı	mettled s.
363	Genel	canlı	quick s.
364	Genel	canlı (renk)	rich s.
365	Genel	canlı	vivace s.
366	Genel	canlı	lusty s.
367	Genel	canlı	inspired s.
368	Genel	canlı	exhilarated s.
369	Genel	canlı	sappy s.
370	Genel	canlı	riproaring s.
371	Genel	canlı	bright s.
372	Genel	canlı	spirited s.
373	Genel	canlı	picturesque s.
374	Genel	canlı	racy s.
375	Genel	canlı	animated s.
376	Genel	canlı	frolic s.
377	Genel	tez canlı	impetuous s.
378	Genel	canlı	exuberant s.
379	Genel	canlı	warm s.
380	Genel	canlı	sparkling s.
381	Genel	kanlı canlı	full of health s.
382	Genel	canlı	driving s.
383	Genel	canlı	smacking s.
384	Genel	canlı	corky s.
385	Genel	canlı	buxom s.
386	Genel	canlı	eager s.
387	Genel	en canlı	liveliest s.
388	Genel	canlı	vivacious s.
389	Genel	canlı	spiritoso s.
390	Genel	canlı	chipper s.
391	Genel	canlı	crisp s.
392	Genel	canlı	feeling s.
393	Genel	canlı (renk)	vibrant s.
394	Genel	canlı	lifelike s.
395	Genel	en tez canlı	sharpest s.
396	Genel	canlı	buoyant s.
397	Genel	canlı	tittuppy s.
398	Genel	canlı	gleamy s.
399	Genel	canlı	heartsome s.
400	Genel	canlı olmayan	unanimated s.
401	Genel	canlı	high-spirited s.
402	Genel	canlı olmayan	non-living s.
403	Genel	kanlı canlı	red-blooded s.
404	Genel	canlı	walking s.
405	Genel	canlı doğan	born alive s.
406	Genel	canlı	feisty s.
407	Genel	çok canlı	overexuberant s.
408	Genel	canlı/koyu/acı (renk)	violent s.
409	Genel	kanlı canlı	red blooded s.
410	Genel	daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)	naturalised s.
411	Genel	canlı renklere sahip	high-coloured s.
412	Genel	canlı renklere sahip	high-colored s.
413	Genel	canlı	zappy s.
414	Genel	canlı organizmadan olan	organic s.
415	Genel	son derece canlı renk	acid s.
416	Genel	canlı	cant [scotland/northern england] s.
417	Genel	canlı	alacrious s.
418	Genel	canlı	alacritous s.
419	Genel	tez canlı	raucle [scottish] s.
420	Genel	tez canlı	redheaded s.
421	Genel	canlı gibi	three-dimensional s.
422	Genel	canlı	tittupy s.
423	Genel	canlı	trotty s.
424	Genel	canlı	youth s.
425	Genel	canlı	effervescent s.
426	Genel	canlı olmayan	unalive s.
427	Genel	canlı olmayan	unbouncy s.
428	Genel	canlı olmayan	unfired s.
429	Genel	canlı	yare s.
430	Genel	canlı	juicy s.
431	Genel	canlı	unjaded s.
432	Genel	canlı gibi durmayan	unlifelike s.
433	Genel	canlı olmayan	unlively s.
434	Genel	canlı	excited s.
435	Genel	canlı	kedgy [dialect] s.
436	Genel	canlı	kicky s.
437	Genel	canlı	kipper [uk] s.
438	Genel	canlı	lifeful s.
439	Genel	canlı varlık bulunmayan	lifeless s.
440	Genel	her zaman taze ve canlı kalan	evergreen s.
441	Genel	canlı	jivey s.
442	Genel	canlı	jivy s.
443	Genel	kanlı canlı	juicy s.
444	Genel	canlı	vegete s.
445	Genel	canlı	vegetous s.
446	Genel	canlı	-lived s.
447	Genel	canlı	wick s.
448	Genel	canlı	wick s.
449	Genel	(hayvan) kanlı canlı	in blood [obsolete] s.
450	Genel	canlı	bouncing s.
451	Genel	canlı	brilliant s.
452	Genel	canlı	bristling s.
453	Genel	canlı ve dinç	buckish s.
454	Genel	canlı	high-colored s.
455	Genel	canlı	hoiden s.
456	Genel	çok canlı ve neşeli	hopped-up s.
457	Genel	olağanüstü derecede canlı	hyperreal s.
458	Genel	canlı	mouvementé s.
459	Genel	canlı	gallant s.
460	Genel	canlı şekilde koşan	light-heeled s.
461	Genel	canlı	bushy-tailed s.
462	Genel	canlı	gamely s.
463	Genel	canlı	gimpy s.
464	Genel	canlı	golden s.
465	Genel	canlı	chirk s.
466	Genel	canlı	chirrupy s.
467	Genel	çok canlı ve neşeli	demonstrative s.
468	Genel	kavgada istekli ve canlı	desirous [obsolete] s.
469	Genel	canlı ve net şekilde betimleyen	graphical s.
470	Genel	tez canlı	long-winded s.
471	Genel	aşırı canlı hareket eden	on s.
472	Genel	aşırı canlı	overlusty s.
473	Genel	fazla canlı	overvivid s.
474	Genel	canlı	rosier s.
475	Genel	kanlı canlı	rosy s.
476	Genel	canlı	ruddy s.
477	Genel	canlı	rumbunctious s.
478	Genel	canlı	rumbustical s.
479	Genel	tez canlı	rushing s.
480	Genel	canlı	gone s.
481	Genel	canlı	cobby [dialect] [uk] s.
482	Genel	canlı	cocket [dialect] [uk] s.
483	Genel	(canlı organizmada kısım) şişmiş	incrassate s.
484	Genel	(canlı organizmada kısım) şişmiş	incrassated s.
485	Genel	canlı	popping s.
486	Genel	canlı	crouse [scotland/ireland] s.
487	Genel	canlı	crouse [scotland/ireland] s.
488	Genel	tez canlı	feathered s.
489	Genel	canlı	fell s.
490	Genel	canlı	fess [dialect] s.
491	Genel	canlı	peaches-and-cream s.
492	Genel	canlı	peart [dialect] s.
493	Genel	tez canlı	pellmell s.
494	Genel	canlı	pacey s.
495	Genel	canlı	cocktail s.
496	Genel	tez canlı	fikish s.
497	Genel	çok canlı	firecracker s.
498	Genel	canlı	fit s.
499	Genel	canlı	flesh and blood s.
500	Genel	canlı	flesh-and-blood s.